Yaratıcı Drama ve Demokratik Değerler Neden Birlikte Düşünülmeli?

Yaratıcı drama bireylerin demokratik değerleri içselleştirmelerine katkı sağlayan güçlü bir eğitim aracı. Yaratıcı dramayla birlikte ifade özgürlüğü, empati, iş birliği ve farklılıklara saygı gibi temel değerlerin nasıl pekiştirilebileceğinden söz ettim.

Gerçek bir demokrasi olsun ya da olmasın, günümüzde dünyanın büyük çoğunluğu kendisini “demokratik” olarak tanımlamaktadır. Toplumsal katılımın, özgürlüğün ve eşitliğin temsilcisi olarak görülen demokrasi, hâlâ tartışılan, anlamı genişleyen ve zaman içinde farklı bağlamlarda yeniden tanımlanan bir kavramdır. Demokrasi bir yandan popülerliğini korurken, diğer yandan güçlü aktörlerin değerleri çarpıtıp kendi çıkarları doğrultusunda kullanması gibi nedenlerle eleştirilere de maruz kalmaktadır. Yine de demokrasinin hâlâ en işlevsel toplumsal sistem olarak varlığını sürdürmesi, bu sorunları çözebilecek potansiyeli de içinde barındırdığını göstermektedir.

Demokrasinin sürdürülebilirliği yalnızca vatandaşların siyasal haklarını kullanmalarıyla değil, aynı zamanda bu sistemin kurallarını ve ilkelerini içselleştirmeleriyle mümkündür. Demokratik bir toplumun inşası, demokratik bir eğitim anlayışıyla başlar. Eğitimin temel işlevlerinden biri, demokrasiyi insan zihninde köklü bir düşünceye dönüştürmek ve bireylerde bunu bir yaşam biçimi hâline getirmektir. Bu da öğrenci merkezli, etkin katılımı destekleyen, farklılıkları kucaklayan ve birlikte öğrenmeyi mümkün kılan bir eğitim ortamını gerekli kılar.

Demokratik bir eğitim ortamı, yalnızca eşitlik, özgürlük, hoşgörü ve adalet gibi temel değerlerin aktarılmasını değil, bu değerlerin yaşanarak öğrenilmesini de hedefler. Bu amaçla kullanılan yöntem ve tekniklerin, demokratik düşünce biçimlerini desteklemesi ve geliştirmesi büyük önem taşır. Öğrencilere kendilerini özgürce ifade edebilecekleri, hata yapma hakkına sahip olacakları ve fikirlerini uygulamaya koyabilecekleri alanlar açmak, demokratik tutumların gelişimini teşvik eder. Öğrenme süreçlerinde yalnızca sonuçlara değil, öğrencilerin geçirdiği deneyimlere de odaklanmak gerekir. Böylece demokratik değerlerin bireylerin kişiliğine, düşünme biçimine ve davranışlarına yerleşmesi sağlanabilir.

Demokratik eğitimin amacı; insan haklarına saygılı, eleştirel düşünebilen, özgüven sahibi, çözüm odaklı ve toplumsal sorumluluk bilincine sahip bireyler yetiştirmektir. Bu nitelikler, ancak bireyin kendisini değerli hissettiği, aktif katılım sağlayabildiği ve sosyal etkileşim içerisinde öğrenebildiği bir ortamda gelişebilir.

İşte bu noktada yaratıcı drama, demokratik eğitimin vazgeçilmez bir parçası olarak karşımıza çıkar. Yaratıcı drama, bireylere yalnızca ifade özgürlüğü kazandırmakla kalmaz; aynı zamanda empati kurma, farklı görüşlere saygı gösterme, iş birliği yapma ve grup içinde sorumluluk alma gibi temel demokratik değerleri deneyimleme fırsatı sunar. Bu yöntem, bireylerin yalnızca bilgi edinmesini değil, değerlerle bütünleşmesini sağlar. Katılımcılar yaratıcı drama yoluyla kendilerini tanırken, başkalarını da anlamayı ve ortak karar alma süreçlerine dahil olmayı öğrenir. Böylece yaratıcı drama, farkındalık yaratmanın ötesine geçerek bireyden topluma uzanan bir değişim ve dönüşüm sürecini harekete geçirir. Günümüzün karmaşık toplumsal yapılarında demokratik tutum ve davranışlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulurken, yaratıcı drama bizlere daha adil, katılımcı ve barışçıl bir toplum inşa etme yolunda güçlü bir araç sunar.

Paylaş:
ÖNCEKİ YAZI
Yapay Zekâ Çağında Yaratıcılığın Yeniden Tanımı
15 49.0138 8.38624 1 1 4000 1 https://www.esragulec.com 300 0