Eğitimde Yaratıcı Drama

Yaratıcı Drama kişilerin sadece yaratıcılıklarını ve kişisel özelliklerini geliştirdikleri bir alan değil. Eğitimde de kullanılan bu yöntemin faydalarını yazımın devamında okuyabilirsiniz.

Yaratıcı Drama kişilerin sadece yaratıcılıklarını ve kişisel özelliklerini geliştirdikleri bir alan değil. Aynı zamanda kişilerin bilgiye kalıcı olarak ulaşmasını sağlayan, eğitimde de kullanılan bir yöntem. Eğitimde kullanılan yaratıcı dramanın en büyük amacı öğrenciyi konunun içine çekmek ve bilgiyi gözlemleyerek, kalıcı bir biçimde edinmesini sağlamak.

Geleneksel eğitim öğrencinin pasif, öğretmenin aktif olduğu, öğrenciye söz hakkı, düşünmek, gözlemlerini aktarmak gibi hakların tanınmadığı bir yapıda. Öğrencinin değil öğretmenin odakta olduğu bu sistem ne yazık ki günümüz eğitim ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalabiliyor. Değişen dünya içerisinde öğrencinin konuya odaklanamamasına, dersten uzaklaşmasına ve bilgiyi ezberci yöntemlerle edindiğinden, kendi hayatında kullanamamasına neden oluyor. Bunun en temel sebebi öğrencinin bilgiyi özümseyememesi. Aynı zamanda geleneksel eğitim yöntemleri bu özellikleriyle öğrenciyi öğrenme merakından uzaklaştırıp, bilgiye sadece “not” gözüyle bakılmasına da sebep oluyor.

Yaratıcı Drama “haz” verir.

Oysa ki bir bilginin kalıcı olabilmesi için özümsenmesi şarttır. Yaratıcı drama konunun özümsenmesi için öğrenciye gözlem yapabilme, yaptığı gözlemleri aktarabilme, aynı konu hakkında farklı fikirleri duyma ve tartışma, bilgiyi kendi yaşamsal deneyiminden hareketle yaparak ve yaşayarak öğrenme fırsatı tanır. Tüm bu unsurlar öğrencinin konuyu deneyimlemesini ve de bilginin kalıcı olmasını sağlar.

Yaratıcı drama “oyunsu” bir süreçtir. Bu sayede öğrencilerde “haz alma” duyusunu harekete geçirir. Bununla beraber süreç içerisinde öğretmen değil, bir lider bulunur. Lider öğrencilerin amaca  ulaşması, tartışması, duygu ve düşüncelerini ifade etmesi için rehber olur. Kazanılması istenen davranış ve bilgi dikte edilmeden, kendiliğinden ve doğal bir süreç içerisinde gerçekleşir.

Öğrenme edinimi gerçekleşirken duyu organlarının aktif olması edinilen bilginin kendiliğinden ve kalıcı olarak kazanılmasını sağlar. Yaratıcı drama süreci boyunca öğrencinin tüm duyuları aktiftir ve yaratıcı dramayı yöntem olarak didaktik eğitimden ayıran en belirgin özelliklerden birisi de budur.

Çocuklarımızı hayata da hazırlamalıyız.

Bu bilgiler kendiliğinden ve kalıcı olarak kazanılırken, yaratıcı dramanın yapısı sayesinde problemlere farklı açılardan bakabilme ve sorunlara çözüm yolları getirme gibi kazanımların öğrenciyi hayata hazırladığı da bir gerçek. Öğrenciler yaratıcı drama yöntemi sayesinde bilgilerin yaşamdaki karşılığını gördüklerinden, bir bakıma hayata da kendilerini hazırlıyorlar. Farklılıklara saygı duymayı, farklı bakış açılarını hayatlarına kazandırmayı, bir çatışmaya tam ortadan bakabilmeyi ve kendi fikirlerini ifade edebilme becerilerini geliştiriyorlar.

Eğitim hayatı çocuklarımızın geleceğini şekillendirirken en fazla üzerinde durduğumuz konu. Sadece gidecekleri okulu seçmek ve bu okulda elde ettikleri başarılarla bunu sınırlamak rekabet ortamında yetersiz kalabiliyor. Çocuklarımızın öğrenme merakını yaratıcı yöntemlerle desteklemek ve onları hayata da hazırlamak zorundayız.

Bilginin kalıcı olması, bilginin hayata geçirilebilmesi, öğrenme merakının desteklenmesi, çocuklarımızın kişisel özelliklerinin de gelişebilmesi için yaratıcı drama adeta geleceğe açılan bir pencere.

Bu yazı yorumlara kapalı.